Gölde sular çekildi,yeni adalar ortaya çıktı

Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü’nde yaz döneminde suların çekilmesi sonucu yeni adalar,adacıklar ve kara parçaları ortaya çıktı.

Beyşehir Yayın: 19 Ağustos 2025 - Salı - Güncelleme: 19.08.2025 19:14:00
Editör - Ali Rıza Önses
Okuma Süresi: 10 dk.
Google News

Kış  ve bahar dönemindeki yetersiz yağışlar, kuraklık, bilinçsiz tarımsal sulama, buharlaşma kayıpları gibi birçok nedenle su seviyesi giderek düşen ve kıyılarında onlarca metre çekilme yaşanan Beyşehir Gölünde faaliyet gösteren tekneler de seferlerinde sıkıntı yaşamaya başladı.

Göl sularının sığlaşması nedeniyle sığ sularda beslenen su kuşlarının  ve balıkçılların da akın ettiği gölde yaşanan son tablo görenleri hüzünlendirirken, yaşanan durum dronla havadan da görüntülendi.

Bir süre önce kitap severlerle de buluşan Beyşehir Gölü ve Adaları adlı kitabın da yazarı olan S.Ü.Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr.Hüseyin Muşmal, Beyşehir Gölü’nün sularının son günlerde kıyıdan  son derece çekildiğini vurgulayarak, “Kıyıdan neredeyse bazı bölgelerde 100-150 metre geriye doğru çekildiği görülüyor. Sadece çekilme değil, gölün yüzeyinde de, kenarlarda ve kıyılarda büyük otlanmanın meydana geldiği görülüyor.

 Aynı zamanda gölün ekolojik dengesindeki bu değişim, gölde yeni adacıkların, kara parçacıklarının meydana çıktığını da kıyıdan gözlemlemek mümkün.”ifadelerine yer verdi.

Beyşehir Gölü’nün su seviyeleri ile ilgili tarihi kaynaklarda çok eskiden beri bazı verilere ulaşmanın mümkün olduğunu, gölün durumu ile ilgili Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden itibaren bazı kayıtlara ulaşabildiklerinin altını çizen Prof.Dr.Muşmal, son yüz yılda ise özellikle 1905 yılından itibaren Konya Ovası Sulama (KOP) Projesi kapsamında DSİ’nin yapmış olduğu ölçümleri de gözlemlemenin mümkün olduğunu belirterek, “Gölle ilgili 1905 yılından itibaren resmi kurumlar kanalıyla gölün seviyesi ile ilgili ölçümleri gözlemlemek mümkün. Biz tabi Beyşehir Gölü kıyısında yaşıyoruz. Burada yaşayan insanlar Beyşehir Gölünün etrafında yaşayan insanlar, yıllardır, asırlardır, bu gölün durumu ile ilgili gözlemleri kendileri de yapabiliyor.”ifadelerine yer verdi.

Beyşehir Gölünün meteorolojik bir döngüye sahip olduğunu halk arasında da bununla ilgili anlatımları bulmanın mümkün olduğunu aktaran Prof.Dr.Muşmal, gölün yıllar itibariyle zaman zaman geri çekilip zaman zaman da taşkın kotuna ulaşabildiğini vurguladı.

“EN DÜŞÜK SEVİYEYE ULAŞTI” UYARISI

Ancak, özellikle 1927 yılından itibaren tarihi kaynaklarda yapılan ölçümlerle ortaya konulan verilerde de bunun görülebileceğini, 1993 yılına kadar süren çekilme evresinde gölün tarihteki ölçülebilen dönemde en düşük seviyeye ulaştığının görüldüğüne dikkati çeken Muşmal, şöyle devam etti:

“Yani 1121 işletme kotunun altına biz  1120,85 santimetre ile hem o dönemde  basında da gündem olmuş Beyşehir Gölünün çekildiğini görebiliyoruz.

“GÖLDE YAŞANAN ÇEKİLMELER ZİRVEYE ULAŞTI”

Şimdi ne yazık ki  tarihi süreç içerisinde  yapılan gözlemlerde  Beyşehir gölünün zaman zaman  geri çekilip taşması ölçümlerinden  günümüze gelindiğinde,  2013 yılından itibaren  gölde yaşanan çekilmelerin artık zirveye ulaştığı görülüyor”

“GÖLÜN YÜZEYİNDE,KIYILARDA BÜYÜK OTLANMALAR OLDU”

Prof.Dr. Muşmal, “Sadece çekilme değil,  gölün yüzeyinde de, kenarlarda ve kıyılarda  büyük otlanmaların meydana geldiği  görülüyor.

 Aynı zamanda  gölün ekolojik dengesindeki  bu değişim,  gölde yeni  adacıkların, kara parçacıklarının  meydana çıktığını da,  kıyıdan gözlemlemek mümkün.

Beyşehir gölünde özellikle  bizim de Beyşehir Gölü adalarında hayat isimli çalışmamızda  da ortaya koyduğumuz gibi,  bilim adamlarının, akademisyenlerin  gölle ilgili çalışan farklı disiplinlerdeki bilim adamlarının yapmış olduğu çalışmalarda,  coğrafyacıların, jeologların, fizikçilerin, biyologların gölün adaları ile ilgili  dökümler yaptıklarını  ve bununla ilgili  veriler verdiklerini görüyoruz.  Beyşehir gölünün  30’un üzerinde adası bulunduğu kaynaklarda  ifade edilir. 

“GÖL SUYU ÇEKİLDİĞİNDE YENİ ADACIKLAR ÇIKIYOR”

Nitekim bugün,  bizler de göl kıyısında bu adaların önemli bir kısmını gözlemlememiz mümkün.  Beyşehir gölündeki  adaların sayılarının  zaman zaman değişikliğine  uğradığı görülüyor. Çünkü,  göl suyu çekildiğinde  yeni adacıklar meydana çıkıyor.

GÖL SULARI SIĞLAŞTI,BALIKÇILLAR AKIN ETTİ

 Günümüzde de göl o kadar  bir çekilme gösterdi ki,  artık kıyılarda  yeni adalar,  adacıklar,  kara parçaları çıkmaya başladı. Bununla birlikte aynı zamanda  özellikle balıkçılların  suyun çekilmesiyle birlikte  bir artış gösterdiği,  kuş popülasyonunda bir  artış yaşandığı görülüyor.  Bu da aslında  suyun çekilmesinin sonucunda  balıkçılların sığ  alanlarda  daha kolay beslenebilmeleri ve yaşamlarını devam ettirebilmelerine  imkan veren bir oluşum olduğu için  balıkçıllarda bu dönemde popülasyonunda ciddi artış gözlemlendi. 

Şimdi biz  ne yazık ki,  son yüz yılda,  tarihi kayıtlara bakıldığında  Beyşehir gölünün  en düşük seviyeye  ulaştığını söyleyebiliriz.”

Tarih boyunca yüz yıllık gözlemlerde, özellikle 1905’ten itibaren günümüze kadar süren 120 yıllık gözlem sonucunda Beyşehir gölünün  işletme kotunun  altında bir  seviyeye  ulaştığının görüldüğüne işaret eden Muşmal, şunları kaydetti:

“Bunun tabi çeşitli sebepleri var,  ne yazık ki meteorolojik  döngülerin etkisi altında bulunan  Beyşehir gölü  kuraklığın, yağış azlığının  kilometrekareye, metrekareye düşen  yağış miktarının azalmasının elbette ki bir sonucu var.

“GÖLÜN KAYNAKLARI DA KURUDU”

 Ancak,  bununla birlikte göle ulaşan kaynakların bir kısmının da kuruması  ve kaynakların göle ulaşamaması çeşitli  sebeplerle gölün beslenme kaynaklarının kuruduğunu da gösteriyor.

“GÖLÜN TABANI BALÇIKLA DOLDU”

Aslında vahim olan,  daha da bizim için  ızdırap  verici olan kısım ise Beyşehir gölünün temelinin  tabanının balçıkla dolu olması,  geçmiş yıllarda da göl çekiliyordu,  1120,85 sm.mesafeye 1933’te ulaştığını biz görüyoruz, hatta o dönemde konunun meclise  dahi intikal ettiğini,  mecliste gündem olduğunu da biliyoruz. 1930’lu yıllarda. Ancak o zaman ki,  gölün içerisinde, havzasında bulunan  su miktarı ile  günümüzde bulunan su miktarı arasında  ciddi bir fark bulunuyor.

“GÖLDE ARTIK KAYIKLAR,TEKNELER İŞLEYEMEZ HALDE”

 Gölün tabanında  bir dolma meydana geldiği için  artık gölümüzde yeterli  su miktarı yok. Bugün siz de gözlemleyebiliyorsunuz,  herhangi bir balıkçılarla yapmış olduğumuz röportajlarda da  ya da gölün kıyısında bulunan köylülerin yapmış olduğu  gözlemlerde de görülebiliyor ki, gölde artık kayıklar, tekneler işleyemez hale geldi.

 Özellikle çarkları gölde yaşanan otlanma nedeniyle  sürekli dolduğu için  seferde zorluklar yaşanıyor.  50 metreye 100 metreye bir,  çarklarını temizlemek zorunda kalıyorlar.  Büyük tekneler ise  gölün kıyısına  asla yanaşamıyor.  Gölde açmış oldukları kendileri açısından  derinliğini uygun gördükleri alanlarda  sevrü sefer gerçekleştiriyorlar.

 Bu da şunu gösteriyor,  gölde artık ulaşım da  çok mümkün hale  gelmiş değil,  balıkçılar zorluk yaşıyor.  Göldeki tekne sahipleri  ciddi bir sıkıntı içerisinde,  göl çevresinde yaşayan insanlar  göl kıyılarında  oluşan balçık ve bataklık  nedeniyle  hayatlarını sürdüremez  hale geldiler. Eski yıllarda,Beyşehir Gölü geri çekiliyor,  ama daha sonra  5-6 yıl sonra  çekildiği alana  yeniden geliyordu.

“ÇEKİLMELER BAŞLADI, KORKARIM Kİ BELKİ BİR DAHA GERİ DÖNMEYECEK”

Ama artık  korkarım ki,  Beyşehir gölü çekilmeye başladı,  belki bir daha geri dönmeyecek.  Beyşehir gölünü  büyük tehlikeler bekliyor. Bununla ilgili bilim adamlarının yapmış olduğu değerlendirmelerde Beyşehir gölünün  2040’lı yıllarda  2050’li yıllarda tamamen kuruma tehdidi ile  tehlikesi ile karşı karşıya olduğu ile ilgili yayımları görebiliyoruz. Bu, önemli bir sorun, Beyşehir gölünün geri çekilmesi, bunun temel sorunu, temel kaynağı kuraklık, elbette ki.. Yani yağışlar arttığında Beyşehir gölünün zaman zaman taştığını biliyoruz.  Ancak, Beyşehir gölünün tabanında dolma  meydana geldiği için  etrafındaki kaynakların  önü kapandığı için  yeterli, geçmiş tarihi süreçteki gibi  yeterli kaynakla beslenemiyor.

“KISA,ORTA VE UZUN VADEDE EYLEM PLANLARI GEREKİYOR”

En önemli  sorunlardan birisi bu.  Üstelik, sıcaklığın artışı  mevsim normallerinin üstünde  seyretmesi nedeniyle  gölün seviyesinin  kısa olması ile birlikte  güneş ışığı ile buluşan otlar,  daha fazla büyüme gerçekleştiriyor,  buharlaşma daha fazla oluyor. Bu nedenle  ekolojik dengeye  insan müdahalesinin  başladığı tarihten itibaren  gölde ciddi sorunlar ortaya  çıkmış,  bununla ilgili olarak kısa vadede, orta vadede, uzun vadede  eylem planları ortaya koyarak,  Beyşehir gölünün  ekolojik dengesinin  yeniden eski seviyeye  getirilmesi için çalışmalar  yapılması gerekiyor.

 Bu manada da özellikle bilim adamlarının  ve devletimizin ilgili kurumlarının  Beyşehir gölünü masaya yatırarak  sorunları ile ilgili  analizler ve çözüm önerileri  ortaya koymaları ve kısa vadede müdahale  etmeleri gerekiyor.”

Ek Fotoğraflar
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.