"Bizler de canlı şehitleriz"

Beyşehir Kıbrıs’ta Savaşan Gaziler Derneği Başkanı Gazi Mehmet Gümüşkan, 19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla Haber Önses’e yaptığı açıklamada, 19 Eylül’ün aynı zamanda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e gazilik ünvanı verildiği gün olduğunun altını çizdi.

1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekatı’na katılan bir gazi olduğunu anlatan ve güneydoğuda çalıştığı dönemde çıkan çatışmada da yaralandığını hatırlatan Gazi Mehmet Gümüşkan, “Oradan da gazi oldum. Gaziler gerçekten saygıya değer, onurlu, şehitlik mertebesine erişememiş kişilerdir. Gazilik, Allah’ın bizlere bahşetmiş olduğu bir ünvan.Nasıl ünvan?  Hani zamanında büyüklerimiz nasıl askere giderken ‘git oğlum, ya şahit ya da gazi ol’ diyor ya.

 Bizlere bu sözlerle daha çocuk yaşta iken gazilik ve şehitlik mertebesine erişmenin çok kutsal bir şey olduğunu öğrettiler.

 Her Türk asker doğar. Yani Türk olan herkes bugün askerliğini yaparken ‘şehit olayım’ diye yapıyor. Bizler de canlı şehitleriz. Çünkü, şehitlik demek ki bize nasip olmadı.”ifadelerine yer verdi.

“ŞEHİTLERLE GAZİLERİN AYRILMASI MÜMKÜN DEĞİL”

Vatan savunması esnasında bir metre yanındaki arkadaşının şehit düştüğünü anlatan Gümüşkan, “Onun bir metre bu tarafında ben vardım. Ben de şehit olabilirdim. Bugün şehitlerle gazilerin birbirinden ayrılması mümkün değil, etle kemik gibiyiz.”diye konuştu.

BEYŞEHİR’DE GAZİLER DERNEĞİNİN TEMELLERİ NASIL ATILDI?

Kurucusu olduğu derneğin tarihçesinden de söz eden Gazi Mehmet Gümüşkan, 2009 yıllarında gazi derneği temellerinin atıldığını vurguladı.

Gaziler günü dolayısıyla gazi olması münasebetiyle 2009 yılında Beyşehir’de düzenlenen resmi törene katıldığını anlatan Gümüşkan, törende tanımadığı gazi arkadaşlarının olduğunu görünce onlarla tek çatı altında toplanmaya karar verdiklerini kaydetti.

Gümüşkan, bu konuda şu bilgileri verdi:

 “Ben Kıbrıs gazisiyim, Kore gazisi var, güneydoğu gazileri var. Ama hiçbirimiz birbirimizi tanımıyoruz. Beyşehir’de de hiçbir buna benzer aktif dernek olmadığından arkadaşlara dedik ki, ‘tanıdığın arkadaşları getir’, Kıbrıs gazilerine  aynı şekilde söyledik, diğer arkadaşlara söyledik. Şehit yakınlarını gördük. Dedik ki,  “Beyşehir’de eksik olan bir   şey;  gaziler, şehitler,  şehit aileleri,  hepimiz bir  yerde toplanalım” dedik, “tek vücut oluruz” diye de ekledik.  Ve o zaman  işte 2010 yılında yürüttüğümüz çalışmaların ardından ilk temelleri o zaman atmıştık.

BEYŞEHİR’DE 2017 YILINDA GELEN AYRILIK!

 Ve resmiyete de 2014 yılında giriş yaptık. 2014 yılından 2017 yılına kadar aynı çatı altında devam ettik.Şehit aileleri, gaziler,  Kore gazileri, Kıbrıs gazileri, güneydoğu gazileri,  hepimiz bir aradaydık.

Sonradan tabi bazı nedenlerden dolayı güneydoğu gazilerini bizden ayırdılar. Biz burada Kıbrıs ve Kore gazileri  kaldık.

O dönemde, hani başkanlığını ben yapıyordum hiçbir arkadaşımızı da kayırmamıştım.  Güneydoğu gazisi imiş, Kore gazisi imiş, Kıbrıs gazisiymiş  hiçbirisini ayırmadım hepsine eşit mesafede davrandım, nedense bazı  arkadaşlarımız ayrılmayı tercih etti, onlar o zamanlar ayrıldı.”

BEYŞEHİR’DE ARTIK YAŞAYAN KORE GAZİSİ YOK

Bu ayrılığın ardından ilçede sadece Türkiye Muharip Gaziler Derneği Beyşehir Temsilciliğini yürütmeye devam ettiğini ve ardından geldikleri süreci anlatan Gümüşkan, Beyşehir’deki hayatta olan Kıbrıs ve Kore gazisi durumu hakkında da bilgilendirmelerde bulundu.

Dernek üyesi 37 gaziden 6’sının Kore gazisi olduğunu ancak geçtiğimiz yıl vefat eden son gazinin ardından Beyşehir’de artık hayatta olan Kore gazisi kalmadığını anlatan Gümüşkan,şunları kaydetti:

“İşte burada  gazilerimizin resimleri var, tabi 6 tane Kore gazimiz vardı,  şimdi Kore gazimiz kalmadı,  en son Kore gazimizi geçen yıl  kaybettik. Onun haricinde 7 tane Kıbrıs gazimiz vefat etti, şu an için biz burada da 30‘a yakın gazi varız, bizden sonra zaten muharip gazi kalmayacak Kore gazilerinin kalmadığı gibi,  bizden de kalmayacak.”

Kıbrıs ve Güneydoğu Gazisi Mehmet Gümüşkan, yürüttükleri çalışmalardan da söz ederken, sözlerini şöyle sürdürdü:

 “İşte biz de arkadaşlarla bir arada olup, hasta olan arkadaş olursa  onun ziyaretine gidiyoruz,  Allah göstermesin vefat ettiği zaman  arkadaşlarla beraber  gidiyoruz, arkadaşın ailesini yalnız bırakmamaya  çalışıyoruz.  Hani son görevimizi yapıyoruz.  İşte hastanede olan arkadaş varsa,  gene onu ziyarete gidiyoruz,  doktorlarla görüşüyoruz.Buna benzer birçok sosyal faaliyetleri de yürütüyoruz.”

Ali Rıza Önses'in ÖZEL HABERİ