“Ya insani ücretler, ya da meydanlar!”

Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Bahattin Ertuğrul,"Gülünç bile denemeyecek teklifteki oranlar, teklifin neden son günlere sıkıştırıldığının da anlaşılmasını sağlamıştır. Bunun karşısında bizler, ya insanı ücretler ya da meydanlar diyoruz”dedi.

Eğitim Yayın: 14 Ağustos 2025 - Perşembe - Güncelleme: 14.08.2025 19:26:00
Editör - hamityasar
Okuma Süresi: 5 dk.
Google News

Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Bahattin Ertuğrul, “Milyonlarca kamu emekçisi, emeklisi ve onların ailelerini ilgilendiren 8.Dönem Toplu Sözleşme sürecinde Bakanlık, taktiksel olarak son ana kadar sakladığı teklifini nihayet salı günü vermiştir. Gülünç bile denemeyecek teklifteki oranlar, teklifin neden son günlere sıkıştırıldığının da anlaşılmasını sağlamıştır. Bunun karşısında bizler, ya insanı ücretler ya da meydanlar diyoruz” ifadelerine yer verdi.

Bahattin Ertuğrul iktidarın zam teklifine kabul etmediklerini belirterek, “Bugün hem Çalışma Bakanlığı önünde hem de Türkiye'nin tüm illerinde meydanlarındayız.

Bugün sesimizi duyurmak, irademizi göstermek, haklarımızın altını çizmek için bir aradayız. Bilindiği üzere; milyonlarca kamu emekçisi, emeklisi ve onların ailelerini ilgilendiren 8.Dönem Toplu Sözleşme sürecinde Bakanlık, taktiksel olarak son ana kadar sakladığı teklifini nihayet salı günü vermiştir.

Gülünç bile denemeyecek teklifteki oranlar, teklifin neden son günlere sıkıştırıldığının da anlaşılmasını sağlamıştır. Kamu emekçisinin evine meyve sebzenin taneyle, etin ayda bir girdiği; maaşın yarısına yakınının kira ve faturalar gibi kaçınılmaz giderlerle eridiği şu dönemde hiç utanmadan verilen ücret zammı teklifi şöyledir.

2026'nın ilk altı ayı için yüzde 10, ikinci altı ayı için yüzde 6, 2027'nin ilk altı ayı için de ikinci altı ayı için de yüzde 4’tür. Oysa konfederasyonumuza bağlı AR-GE birimi Kamu Ar'ın araştırmasına göre Temmuz ayında bile açlık sınırı 27 bin 670, yoksulluk sınırı ise 85 bin 344 lirayı bulmuştur.

Bu verilen teklifle memura açlık sınırı ile yoksulluk sınırı arasındaki alan reva görülmüş, ölümü gösterip sıtmaya razı etme taktiği devreye sokulmuştur.

Bu teklifi Kabul etmiyoruz” dedi.

TÜİK'in verdiği enflasyon oranları, vatandaşın cebini yakan krizin yarısını bile anlatmıyor

TÜİK'in verdiği enflasyon oranlarının, vatandaşın cebini yakan krizin yarısını bile anlatmadığına dikkat çeken Bahattin Ertuğrul, şu değerlendirmelere yer verdi:

 “Türkiye'nin her yerinden bize bu sefalet teklifini yapanlara sesleniyoruz: Hodri Meydan. Gelin bakalım bir memur ailesinin evine bir günlük konuk olun.

Kirasını, faturasını, evin gıdasını, mecburi giderleri bir hesaplayın bakalım ay sonunu getirmeye matematiğiniz yetecek mi!

İddia ediyoruz, o evde 1 gün bile kalamazlar. Ama dayanamayacakları bu sefaleti bize 2 yıl boyunca dayatmaya çalışıyorlar! Olmaz öyle şey, olmayacak.

TÜİK'in verdiği enflasyon oranları, vatandaşın cebini yakan krizin yarısını bile anlatmıyor. Siz kimi kandırıyorsunuz. Yarın hükümet bize verdiği teklifi yenileyecek.

Buradan, kamuoyu önünde ilan ediyoruz ki: insanca bir teklif önümüze konmazsa tüm örgütlü irademizi ortaya koyacağız.

Cuma günü önümüze başka bir sefalet teklifi koyulursa, utanç verici bu teklifte önceki dönemlerde yapıldığı gibi mikroskobik artışlar yapılıp müjde gibi sunulmaya çalışılırsa devlet dairelerinde hayat duracak, meydanlar bizim isyanımızla çınlayacak.

Eğer hükümet, emek körü bu teklifi geri çekmezse pazartesi her yerde iş bırakacağımızı ve Ankara'da toplanıp Bakanlık önüne yürüyeceğimizi ilan ediyoruz. Ve bilinsin ki haklarımızı alana kadar vereceğimiz mücadelenin dozu giderek artacak.

Uzun zamandır yanlış ekonomi politikalarında sürdürülen ısrar; çalışanın geçinemediği, çalışmak isteyenin iş bulamadığı, gelecek umudunu yitiren gençlerimizin yurt dışına gittiği, gıda fiyatlarının dahi günlük olarak arttığı, toplumun sadece bir avuç ayrıcalıklı zümresinin zenginleştiği bir iklim yaratmıştır.

Şimdi bunun faturasının kamu emekçisine kesilmesine geçit vermeyeceğiz. Kendi lükslerini “devletin itibarı” tekerlemesiyle açıklayanların devlette çalışmayı bu denli değersizleştirmesine göz yummayacağız. Devlet itibarı, en büyük resmi konvoyları kurmakla sağlanmaz.

Devlet itibarı, özerk ve bağımsız kalması gereken devlet kurumlarını liyakatsiz yöneticiler eliyle parti şubesine çevirmekle yaratılmaz. Devlet itibarı, okullara tuvalet kâğıdı koyabilmekle olur.

Ülkenin son akciğerleri olan ormanlar cayır cayır yanmasın diye söndürme filosu oluşturmakla olur. Kendi bünyesinde çalışan insanlara haklarını vermekle, onların aklıyla dalga geçmeyen zam teklifleri yapmakla olur. Hükümete sesleniyoruz:

Gelin kendi itibarınızı da daha fazla yerden yere vurmayın.

Ya akla, matematiğe, vicdana, hayatın gerçeklerine uygun bir zam teklifini önümüze getirirsiniz ya da önce Çalışma Bakanlığı'nın penceresinden ve televizyon kanallarından bizim isyanımızı, direnişimizi izlersiniz”

Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.