Net 28 bin 75 TL olarak belirlenen asgari ücretin, geçim sıkıntısı yaşayan milyonlarca çalışanın ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu savunan Erbakan, söz konusu rakamın halkın yaşadığı ekonomik gerçeklerle örtüşmediğini ifade etti.

Erbakan, asgari ücretin açıklanma sürecinde yapılan “popülizm tuzağına düşmedik” açıklamasını eleştirerek, uzun yıllardır uygulanan ekonomi politikalarının vatandaşı borç, faiz, zam ve vergi yükü altında bıraktığını dile getirdi. Mevcut ekonomik tabloda alım gücünün her geçen gün daha da düştüğünü savundu.

Açıklamasında Milli Görüş anlayışına vurgu yapan Erbakan, geçmişte çalışanların refah seviyesini artıran uygulamaları hatırlatarak, bugün de benzer bir yaklaşımın mümkün olduğunu belirtti. Hayat pahalılığı karşısında asgari ücretin en az 45 bin TL olması gerektiğini ifade eden Erbakan, bunun bir ayrıcalık değil, çalışanların ayakta kalabilmesi için zorunlu bir seviye olduğunu söyledi.

Emekçilere “kaynak yok” denilmesine rağmen faiz giderleri, vergi afları ve kamu harcamalarına dikkat çeken Erbakan, ekonomik önceliklerin yeniden belirlenmesi gerektiğini dile getirdi. Yeniden Refah Partisi iktidarında üretimi destekleyen, işçi ve işvereni birlikte koruyan bir model uygulanacağını belirten Erbakan, vergi ve SGK yüklerinin önemli bir kısmının devlet tarafından üstlenileceğini ifade etti.

Erbakan, rant ekonomisinin sona ereceğini ve üretime dayalı, adil paylaşımı esas alan bir ekonomik düzenin kurulacağını vurgulayarak açıklamasını tamamladı.